Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, 76 yıl önce aramızdan ayrılarak Hakk’ın rahmetine kavuştu. Rahmetle ve minnetle anıyoruz. O’ndan öğrendiğimiz bir gerçeği, mübarek Ramazan vesilesi ile yeni nesillere aktaralım. Çanakkale Savaşı ve 1. Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti tarafından “Cihad-ı Ekber” fetvasına dayandırılan bir savaştır. Bu savaşa düşman saflarında birçok Müslüman asker de katılmıştır. Bunlar İngiliz ve Fransızlar‘a ait Müslüman sömürge ülkelerinden getirilmişti.
Hindistan, Afganistan, Senegal, Kuzey Afrika gibi bölgelerde yaşayan Müslümanlar, silah altına alınarak getirilmiş ve cepheye sokulmuştur.
İşin aslını araştırdığımız zaman bu askerlerin değişik hile, yalan, şiddet uygulamaları ve şantajlarla cepheye getirilmiş olduğunu görüyoruz.
Osmanlı-Türk ve Rus arşivlerinde Kuzey Afrika ve Hindistan‘daki Müslümanlar‘ın nasıl kandırılarak ve şantaj yapılarak cepheye getirilmiş bulunduğuna dair belgeler vardır.
Müslüman askerler karşısında Müslüman Osmanlı-Türk ordularını gördüklerinde gerçeği öğrenmişler, yine İngilizler veFransızlar’ca “Anne-babalarınız bizim elimizde, şayet savaşmazsanız onları öldürürüz” diyerek saf değiştirmelerinin önü kesilmiştir.
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy‘un “Berlin Hatıraları” adı altında yayınladığı şiirinden, Sebilürreşad mecmuasında, 1920yılında yayınlanmış bulunan, kendisine ait bir yazısından, Çanakkale-1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşımız‘da İngiliz veFransızlar‘ın adi yalan ve hileleri ile cepheye getirilen ve Müslümanlar‘a karşı savaştırılan Müslüman askerlerin acıklı halini öğreniyoruz.
Mehmet Akif Ersoy, 1. Dünya Savaşı sırasında görevli olarak Almanya‘ya ve Hicaz‘a gitmişti. İngilizler ve Fransızlar,sömürgelerinden topladıkları Müslüman askerleri, “İstanbul’u işgal edip halifeyi esir aldılar!” propagandasıyla aldatarak, Osmanlı Devleti’nin karşısına çıkarmak için uğraşmışlardır. Çanakkale ve Hicaz savaşlarında yakalanan Müslümanlar’ın önemli bölümünü Almanlar, Vunsdorf yakınlarında kurdukları özel kamplara götürmüşlerdi. Bütün benliğiyle “İslam Birliği”idealine sarılmış olan Mehmet Akif, Almanya’ya giderek Osmanlı Devleti’ne karşı savaştırılan Müslüman askerlere, gerçekleri tek tek anlatmış ve aydınlatmaya çalışmıştı.
Heyecanlı vaazlar vermiş.
Plaklara kaydedilen bu vaazlar, Müslüman askerler tarafından ülkelerine götürülmüştü.
Mehmet Akif Ersoy’un heyecan veren vaazlarını dinleyen Hindistan Müslümanları, ülkelerine dönüp 1920’lerden itibaren, özgürlük mücadelesini başlatmışlardır. İngilizler’e karşı direnişin bayrağını taşımışlardır. Ve..
Mahatma Gandi önderliğinde, 1947 yılında Hindistan bağımsızlığını ilan etmiştir.
Mehmet Akif Ersoy‘un ruhlarını canlandırdığı Müslüman askerlerin babalarının, Hindistan’dan sonra Burma’ya kadar gittiklerini, oradaki Müslüman toplumun çekirdeğini oluşturduğunu tekrar hatırlayalım.
Burma’ya ses ver, Somali’yi unutma
Eski adı Burma olan Myanmar’ın batısındaki Arakan bölgesinde Budistler’in Müslümanlar’a yönelik başlattığı katliamlar, akıl almaz boyutlara ulaştı. Son bilgilere göre, yüzlerce Müslüman kadın ve çocuk boğularak ya da canlı canlı yakılarak katlediliyor.
Yaşanan dram karşısında İTT Genel Sekreteri İhsanoğlu, Myanmar’da Müslümanlar’a yönelik şiddetin önlenmesi için harekete geçerken, Türkiye’nin gür sesinin beklendiği anları yaşıyoruz.
Burma‘nın Türkiye için tarihi önemi vardır. Thayet Myo‘daki Türk Şehitliği, tarihi, dini, manevi ilgimizin genetiğini oluşturmaktadır.
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy‘un yıllarca önce vaazlarıyla çoşan 12 bin Osmanlı askerimiz, 1.
Dünya Savaşı sırasında Irak, Suriye ve Filistin cephesinde İngilizler’e esir düşer. Askerler o zamanlar, İngiltere‘nin bir sömürgesi olan Burma askeri kampına gönderilirler. İngilizler, Türk esir askerlere en ağır işleri yüklerler. Bu arada, Burma’nın en büyük demiryolu hattını inşa etmelerini de sağlamış olurlar. Bugün Myanmar’ı (Burma) baştan başa geçen iki ana hattan biri olan başkent Yangon ile Thayet arasındaki 300 millik demiryolu, Osmanlı askerleri tarafından yapılmıştır. Esir kaldıkları süre boyunca çalıştırılan Osmanlı askerlerinden 2 binden fazlası bir daha doğduğu toprakları göremeyecektir. Askerlerimizin bir kısmı evlenip Myanmar‘da kalmışlar, bazıları Türkiye’ye dönmüştür.
MYANMAR (BURMA) TÜRK ŞEHİTLİĞİ
Myanmar‘daki Osmanlı-Türk mezarlıkları, ilk defa 1961′de ortaya çıkarılmıştır. Ülke genelinde Thayet Şehitliği dışında da birçok Türk mezarlığı olduğu söylenmektedir.
Masrafları Türkiye’nin karşılamasıyla Thayet Myo Türk Şehitliği Projesi uygulanmaktadır. Sadece, insanlığımız ve Müslümanlığımız değil, kardeşlerimizin mezarlarının bulunduğu Myanmar (Burma), Türkiye’nin ayağa kalkmasını, müşfik ellerini uzatmasını beklemektedir.
SONUÇ
Burma‘ya ses vermeliyiz, Somali‘yi unutmamalıyız. Dünyanın neresinde Müslümanlar-Türkler varsa, Büyük Türkiye‘nin orada olmasını tarih emretmektedir.